Ben bir sonbahar akşamında büyüdüm.
Yaprakların yaşlandığını ve belinin büküldüğünü görmüştüm o gün.
Evet o gün.
Çok sancılıymış diyordu yaprak,
Ne dedim.
Sustu, sonra sancılı dedi.
Ölmek diyorum, sancılı.
Ölürken mi düşündün ey ahmak dedim.
Hayır dedi
Ya da belki..
Ölürken düşündüğüm için değil, öldükten sonra düşündüğüm için ahmağım,
insanoğlu gibi dedi.
İşte o an duraksadım
İnsanoğlu ve ölmek.
Düşünülecek şey mi?
Ben ve ölmek!
Ölmek..
Daha çok var dedim.
Sonra duraksadım,
Çok mu var? Ya ne zaman diye sordum.
Ne zaman dedim, söylesene, çok var dedin ya hani?
Bir şeye dayanarak diyorsun herhalde değil mi?
Cevap vermedi.
İşte o zaman büyüdüm.
Yaprak ölünce büyüdüm.
Yaprak ölünce.