Derya Akarslan

… Kalem Kuklası’da derler.

  • ANASAYFA
  • KİTAP
  • PSİKOLOJİ
  • GEZİ
  • İZLEDİKLERİM
    • KORE DİZİ
    • ANİME&MANGA
    • TİYATRO
  • DERİN KONULAR
    • Tesettür
    • İman
    • Varoluş Sancıları
  • ANILAR
  • İLETİŞİM

 


Bir yılı aşkın bir süredir kedi annesiyim. Scottish Fold Beyaz erkek bir kedim var. Kedimi 6 aylıkken sahiplendik. (Fotoğrafını görüyorsunuz)

3 hafta öncede bir British Shorthair Gri Dişi kedi sahiplendim.

Aslında kedi sahiplenmeyi hiç düşünmemiştim ama eşimin çocukluk hayaliymiş bu sebeple almış olduk. 

Kedi gerçekten çok güzel bir şey, ama zorlukları genelde göz ardı ediliyor. "Kedi zaten tuvaletini kuma yapıyor, yemeğini ve suyunu veriyorsun o kadar. Geriye sadece bu tatlı yavrucukları sevmek kalıyor" diye anlatıyorlar ama kedi beslemenin zorlukları da yok değil.

Size bugün zorluklarından bahsedeceğim:

1- Temizlik

Evet, kediler tuvaletlerini kuma yapıyorlar, bu doğru. Ama bazen yapmayabiliyorlar. Bunun birçok nedeni olabilir. Örneğin; bir erkek kediniz varsa ve etrafa idrarını yapıyorsa çiftleşmek istiyorum demek istiyordur. Bizim yavrucuk 7 aylıkken çiftleşmek istedi ve idrar püskürtmeye başladı. Benim için o kadar zordu ki anlatamam. Çünkü 7 aylıkken çiftleşmeleri ve kısırlaştırılmaları uygun değil. En az bir yaşını doldurması gerekiyor. Ve ben bu süre içinde ciddi bir zorluk yaşadım.

Dişi kedilerde ise idrar püskürtme olayı yaşanmıyor. Ama çiftleşmek için etrafa koku yayıyorlar. Ayrıca çiftleşmek istediklerinde sürekli miyavlayıp sizi uyutmuyorlar. Kediniz can çekişiyor sanırsınız, o derece bir miyavlamak yani.

Birde stresli zamanlarda ve tuvalet yerleri değiştiğinde başka yerlere tuvaletlerini yapabiliyorlar. Bazı kediler ise çok titiz olduklarından, eğer tuvaletleri temiz değilse gidip başka bir yere yapıyorlar.

Bunun dışında tuvaletten çıktıktan sonra patilerinde kedi kumu kalmış oluyor ve bu kumları yürüdükleri her yere taşıyorlar. Bunu minimize etmek adına farklı kumlar kullananlar oluyor ama ben kedi paspası kullanıyorum, böylelikle daha az kum taşınmış oluyor. 

Bu yüzden çok titizsiniz veya temizlik yapmayı sevmiyorsanız -ki ben gerçekten yapmayı sevmiyordum- kedi almayın derim. Çünkü sıradan bir evden daha çok temizlik yapmanız gerekecek.

Ayrıca tüy meselesi de var!

2- Çiftleşme Dönemleri

Temizlik bölümünde bahsettiğim gibi erkek kediler bu dönemlerde(kızana girdiklerinde) idrar püskürtür, dişi kediler ise sürekli miyavlar, popolarını hafifçe kaldırarak istediklerini belirtirler. Bu durumda derhal kedinizi çiftleştirmeniz gerekir.

3- Hastalık Dönemleri

Kediler de kusar, ishal olur veya başka hastalıklar yaşayabilir. Buna da hazırlıklı olmanız gerekir. Örneğin; bir yakınımın kedisi ishal olmuş ve o çok temiz yavrucuk, kendini tutamadığından etrafa kakasını yapıvermiş. Eve geldiklerinde ise ortalık berbat haldeymiş...

4- Yavru Kedilerin Tuvalet Alışkanlığı Kazanması

Diyelim bir yavru kedi edindiniz, ilk dönemde hemen kumuna yapmayabilir. Bunları da normal karşılayıp onu alıştırmaya çalışmalısınız.

5- Kedilerin Karakteri

Kedilerin karakterleri farklılık gösterir. Bazısı çok yaramaz bazısı çok usludur. Bazısı siz kızınca bir daha o şeyi yapmaz, bazısı ise kızmanızı umursamaz ve o şeyi yapmaya devam eder. Tekir kediler genel itibariyle çok hareketli ve söz dinlemez olabilirler. Cins kediler ise daha uyumlu ve uysal kedilerdir. Tabii her kedi bir değildir.

6- Artık Yeteri Kadar Özgür Değilsiniz!

Kedi sahiplendikten sonra Allah'ın izniyle kedinin bakımı ve beslenmesi sizin sorumluluğunuzdadır. Bu sebeple asla eskisi kadar özgür olamayacak ve uzun tatiller yapamayacaksınız. Tatile onunla gitseniz yine bulunduğu ortamı yabancılayarak uyum sağlamayabilir ve strese girebilir.


Felaket tellalı gibi konuştum değil mi? Aksine ben olanları söylemek istedim. Çünkü özellikle cins kedi alınıyor ve bakamayıp sokağa atılıyor. Bu kedilerin dışarıda yaşama şansı yok! Çünkü yemek bulmayı, arabalardan kaçmayı bilmiyorlar. Avcılık dürtüleri gelişmemiş. Diğer kedilerden dayak yiyorlar. Yazık, günah! Kedi alıp vebale girmeyin.

Elhamdülillah çok zor olsa da bunlara göğüs gerecekseniz kedi sahiplenin. Çünkü gerçekten empati duygunuzu geliştiriyor ve stresinizi alıyorlar. Ne de olsa mübarek hayvanlar!

Evde kedi beslemekte sünnettir ve sevaptır. Birçok sahabe de bu cihetle kedi beslemişlerdir. Hemde köpek gibi necis değillerdir. Dilleri temizdir, hayvanlar arasında en temizleridir.

Efendimiz(a.s) buyurdu ki: 

Kedi temizdir, ev sakinlerindendir.


Sevgilerimle!

Kuklanız. 

    


Atatürk'ün okuyup etkilendiği ve okullarda okutulmasını istediği "Beyaz Zambaklar Ülkesinde" kitabıyla karşınızdayım.

Kitap, İsveç ve Rusya egemenliği altında sıkışmış kalmış Fin ülkesinin kalkınma sürecini ve halkın mutlu bireyler haline geliş serüvenini anlatıyor. 

Finliler ülkelerine Suomi yani "bataklıklar ülkesi" adını veriyor. Çünkü her yer bataklıklarla çevrili. Önemli işlerde İsveçliler çalışıyor, Fin kültürü ve halkı İsveç kültürü altında eziliyor. Aydın kesim İsveçlilerden oluşuyor ve bu durum uzun yıllar bu şekilde sürüp gidiyor. Ülke de İsveçliler zengin, Finliler ise fakir.

Bir zaman sonra İsveç, Fin topraklarından çekiliyor ve ülke Rusya'nın hakimiyetine giriyor. Bunun bir olumlu sonucu oluyor, Finliler kendilerini geliştirmeye odaklanıyorlar.

Aslında toplum çok fakir ve yılgın. Ayrıca halk(avam) ve yüksek zümre birbirinin sesini duyamayacak kadar uzak. İsveç'in, bu topraklardan çekilmesiyle birlikte önemli görevlere getirilecek aydın Finlilerin de çok az olduğunu söylemek mümkün.  Halk karamsar. Toprakları verimsiz bataklıklar ve kayalıklarla çevrili... Tarım yapamıyorlar, bataklığın etkisiyle hastalıklar çoğalıyor. Köylüler, ruhsal ve fiziksel anlamda çöküyor.

Bunun bu şekilde gitmeyeceğini kavrayan Snellman ve bazı aydın Finliler, değişim hareketini başlatıyor. Halk ile iletişim kurarak onlara umut aşılıyor, kalkınmanın "hep birlikte" olacağı aksi takdirde hiçbir işe yaramayacağı anlatılıyor. Eğitimin önemi vurgulanıyor. İlk zamanlar halk; Snellman'a ve arkadaşlarına karşı çıksa da zamanla hak vererek dediklerini yapıyor. Öyle ki en ücra köylerdeki haneler bile bir araya gelerek bir dergi üyeliği yaptırıyor ve kendilerini okumaya ve geliştirmeye adıyorlar.

Askerlik sistemindeki disiplin sorunu çözülüyor. Öyle ki artık aileler; "Oğlumuz askere gitsin de oturup kalkmayı öğrensin, adam olup gelsin" diyor.

Önemli ticaret adamları iş geliştirme süreçlerini anlatıyor. "Bir şeyi yapacaksan en iyisini yap!" mottosuyla hareket ettiklerini ifade ediyorlar. Mesela ayakkabıcıysan ayakkabı kralı, yumurtacıysan yumurta kralı ol vurgusu yapılıyor.

Zengin iş adamları, köylerdeki okullara ve diğer kurumlara yardımda bulunuyor. Kazançlarının ciddi bir miktarını bu insanlara bağışlıyorlar. -tam bir müslüman ahlakı demeden edemedim.-

Fin halkı "ben" demek yerine "biz" demeyi öğreniyor. Omuz omuza büyük bir mücadele veriyor ve sonunda başarıyor!

Kitap kesinlikle "Umudunu Kaybetme!" fikrini aşılıyor okuyucuya. Unutma diyor;

 İyiliğin ışığı her söndüğünde daha güçlü yanacaktır.


Sevgilerimle.

Kuklanız!



Siyer Vakfı "Ahlak Okumaları" kapsamında okunacak 5. kitap Babanzade Ahmed Naim'den "İslam Ahlakının Esasları" kitabıydı.

Babanzade'yi ilk defa bu kitapla tanıdığım için, kitabın ayrı bir ehemmiyeti doğdu gözümde. Mehmet Akif Ersoy'un yakın arkadaşı ve kabir komşusu Babanzade ile ilgili bilgi almak isterseniz; Mehmet Akif'in Kabir Arkadaşı Babanzade Ahmed Naim Kimdir? yazımı okuyabilirsiniz.


Ahmed Naim eserin yazılma nedenini şöyle ifade eder:

1912 Ağustos'unda ikinci defa olarak Lahey'de "Ahlak Terbiyesi Kongresi" toplanmış idi. Hükümetimiz, ilk ilmi toplantıya iştirak etmemiş/katılmamış olduğu için buna olsun temsilci gönderilmesi ve Şark'ta ahlak terbiyesinin dayanağı olan esasları anlatan bir raporun Kongre'de bulunan temsilcilere sunulması resmen rica olunmuştu.

Bu resmi talepte, Şark terbiyesi hakkındaki malumatın, vaktiyle Korfo'lu bir Yunan tarafından yazılmış kısa bir eserden ibaret olduğu da açıklanmıştı.Maarif Nezareti/Eğitim Bakanlığı, bu davete katılacağını bildirdi. Dönemin Eğitim Bakanı merhum Emrullah Efendi, gereken raporun hazırlanmasını benden istedi.

Raporun bir dereceye kadar hazırlanmasına tarafımdan özen gösterildiyse de, Kongre'nin toplanması günlerine yakın bir zamanda Kabinenin/Hükümetin değişmesi, taslak halinde kalan eserin tamamlanmasına ve son şekli almasına olduğu gibi, hükümet tarafından temsilci gönderilmesi hakkında verilen resmi sözün tutulmasını da geri bıraktı. Bereket versin ki, o sene kendi hesabına Kongre'ye katılan bir iki Türk bulundu da, hükümetin, içine düştüğü yalancılık mevkii de biraz gizli kalabilirdi.

O zamanki müsveddeleri, Sebilürreşad mecmuası neşretmiş idi. Bugün belki, yalnız bir tarihi vesika olmaktan fazla kıymeti olmayan o satırları, bazı vatandaşlarımızın zevk ve mizacına/tabiatına uygun düşer inancıyla, düşüncesiyle aynen yayınlıyorum.

İsabet mi ediyorum? 

Bilmem!

 Kitap; Osmanlı Türkçesiyle yazılmış orijinal metniyle yayınlanmıştır. Kitapta çok isabetli, unutulmuş ve biz insanoğluna silkeleyen çok sayıda hadise yer verilmiştiKitabın bahsettiği konular aşağıdaki gibidir:


1- İslam ahlakının kaynağı islam dinidir.
2- İslam dininde güzel ahlakın önemi
3- İman ile güzel ahlak arasındaki ilişkiyi açıklayan hadisler ve deliller
4- Hürriyet ve mesuliyeti gösteren ayetler ve hadisler
5- "Asli günah teorisi" islam dinine uymaz.
6- Kader ve mesuliyet
7- İslama göre vazife
8- İslam ahlakının akli niteliği
9- Rasyonalizm İslam dini ile barışabilir
10- Ahlakın kaynağı vahiy olmakla ahlaki vazife niteliğini kaybetmez.
11- Müslümanların peygamber inancı
12- Dini ve ahlaki vazifeler iki derecelidir: Ruhsat ve azimet

Sevgilerimle.
Kuklanız!

 


İstiklal Marşımızın yazarı Mehmet Akif Ersoy'un Edirnekapı Şehitlik'de bulunan kabrini ziyaret edenlerin, muhakkak gözlerine Babanzade Ahmed Naim'in kabri çarpmıştır.

Peki  kimdir bu adam? Akif'in alelade bir kabir komşusu mudur? 

Babanzade Ahmed Naim;

Mütefekkir*

Felsefe grubu dersleri müderrisi**

Mütercim***

Mekteb-i Sultani (Galatasaray Lisesi) mezunudur.

Öğrencilik yıllarında çalışkan, terbiyeli ve mazbut bir yaşam tarzıyla tanınır ve lise yıllarında dahi tavizsiz dini yaşantısıyla dikkat çeker. Arap ve Fas dilleriyle birlikte Fransızcayı da iyi bir şekilde öğrenir. Böylelikle doğu ve batı kültürünü yakinen takip eder. 

Öğrencileri için Arapça gramer ve alıştırma kitabı yazar, bunun yanı sıra hadis tercüme, milliyetçilik, kadının konumu, fıkıh/hukuk usulüne dair yazılar yayınlar.

Darulfünun Felsefe grubu derslerinin hocalığını üstlenir. Fransızca olan yeni felsefe terimlerin Osmanlıca'ya aktarımı konusunda ciddi bir mesai harcar.

Lisan incelemeleriyle ilgili çalışmalar yapar. Çeşitli devlet kurumlarında önemli görevler üstlenir. 

Üniversite reformuna kadar aralıksız bir şekilde Darulfünun'da müderrisliği sürdürür. Üniversite reformu çerçevesinde İstanbul Üniversitesi bünyesinden ideolojik bir tasfiyeyle birçok arkadaşı gibi kadro harici bırakılır.

Tasfiye yapılırken hocaların ilmi kişiliğinden ziyade inkılapların savunucusu olması kıstas kabul edilmiştir. Dolayısıyla Ahmed Naim'in açığa alınmasında muhalif kişiliği de önemli bir unsurdur. Ayrıca bu süreçte Nazi baskısından kaçan Alman asıllı bilim adamları da üniversitede istihdam edilmiştir.

Profesörlük görevinden uzaklaştırılmasının ardından "Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercümesi'ne ağırlık verir.

13 Ağustos 1934 tarihinde İstanbul'un Vefa semtinde ve Vefa Karakolu karşısında bulunan evinde pazartesi günü öğle namazının ikinci rekatında secdede rahmet-i Rahman'a kavuşur. Vefatından önce tercüme ettiği son hadis, hasta namazına dair bir hadistir.

Nurlar içinde yatsın.

14 Ağustos 1934 de Fatih Camii'nde kılınan cenaze namazından sonra Edirnekapı mezarlığına defnedilir.

Mehmet Akif Ersoy, merhumun arkasından; 

Naim'in vefat haberi üzerime dağ gibi yıkıldı, hanümanım(evim barkım) yıkıldı da altında kaldım gibi oldum
 diyerek üzüntüsünü dile getirmiştir.

Ahmed Naim, Mehmet Akif'le yan yana defnedilmeyi vasiyet etmiştir. Ondan iki yıl sonra vefat eden Akif, onun yanına defnedilir.

Mehmet Akif'in Kur'an-ı Kerim tercümesinden vazgeçmesi üzerine hem tercümenin hem de tefsirin yapılmasını kabul ederek dokuz ciltlik Hak Dili Kur'an Dili adlı devasa tefsiri yazmış olan Elmalılı M. Hamdi Yazır, Ahmed Naim vefat ettiği zaman ağlayarak şu sözleri söylemiştir:


Her ne zaman bir kelimede tereddüde düşsem ona sorar, tereddüdümü giderirdim. Tercümede benim için danışılacak biricik alim Ahmed Naim'di. Naim'in bilgisi ele geçmez bir hazine, ilmi ve fazlı ise büyük bir define idi. O gidince pek sarsıldım, adeta can evimden vuruldum.

Babanzade Ahmed Naim'i 2 ay önce tanıdım ve daha önce tanımayışımın derin üzüntüsünü yaşamaktayım. 


*Mütefekkir: Düşünür

**Müderris: Muallim, İlim talebelerine ders veren, profesör

***Mütercim: Tercüman



Sevgilerimle.

Kuklanız!

 

Ahlak Ders Kitabı - Nurettin Topçu

Siyer Vakfının Ahlak okumaları kapsamında belirlediği kitaplardan biri Nurettin Topçu'nun Ahlak kitabıydı. Kitabın yazılma amacı ise 1970'ler Türkiyesi'nde okullarda Ahlak derslerinde kullanılmak üzere bir ders kitabına ihtiyaç duyulmasıdır. 

Kitap; dönemin en önemli kitaplarından biridir çünkü 1970 lere kadar Ahlak üzerine yazılmış kayda değer bir kitabımız bulunmamaktadır. 

Nurettin Topçu'dan bahsedecek olursak;

Nurettin Topçu, büyük bir fikir ve mücadele adamıdır. Aynı zamanda çok iyi bir muallimdir. Çeşitli okullarda, Felsefe grubu dersleri(Felsefe, Sosyoloji, Psikoloji, Mantık) vermiştir. Aynı zamanda Robert Kolejinde Tarih derslerine girmiştir.

Ocak 1974' te kurulan CHP-MSP koalisyonu protokolünde ilk ve ortaöğretime Ahlak derslerinin mecburi olarak konulması kararı alınmıştır. Nurettin Topçu'ya ders kitabı yazması için bir teklif gider. Bunun üzerine Topçu; Ocak 1975 de Lise 1, Mart 1975 de Lise 2 kitabını yayınlar. Ancak ortaokullar için Ahlak kitabını hazırlarken 10 Temmuz 1975 de vefat eder.

Nurettin Topçu Ahlak kitabını yazarken yalnızca dini öğretilere değil, batılı felsefecilerin ahlakla ilgili düşüncelerine yer verir.

Ahlakın; din, ilim, sanat, hukuk gibi alanlarla ilişkisini inceler. Lise kitaplarında yer verdiği bazı felsefeciler ve yazarlar ise aşağıdaki şekildedir:

Lise 1 ;

Guyau'dan Okuma Parçası

Mevlana'dan Okuma Parçası

Ali Fuad Başgil'den Okuma Parçası

Epiktetos'dan Okuma Parçası

Pascal'dan Okuma Parçası

Dostoyevski'den Okuma Parçası

Lise 2;

Jean-Jacques Rousseau'dan Okuma Parçası

Kant'dan Okuma Parçası

Schopenhauer'dan Okuma Parçası

Nietzsche'den Okuma Parçası

Ömer Seyfettin'den Okuma Parçası


Kitap dönemi için çok önemli bir kitaptır. Ahlakı tekdüze incelememiş olması da gerçekten mühimdir. Gerçek bir ders kitabı ciddiyetiyle yazılmıştır.


Sevgilerimle!

Kuklanız.

Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa

HAKKIMDA

Mühendis. Şu günlerde İstanbul Üniversitesi Psikoloji bölümünü okuyor. Doğayı, sağlıklı yiyecekleri ve iyi kahveyi seviyor. Küçük bir "merhaba" demekten çekinmeyin!

ABONE & TAKİP

İzleyiciler

POPÜLER YAYINLAR

  • Herkes Okumalı: SINIRLAR - Henry Cloud & John Townsend
  • 22 Blogger 1 Hikaye / Bölüm 3: Kardeşim
  • Signal Kore Drama Yorumu ve Tanıtımı / 2016
  • Remember Kore Drama Yorumu ve İncelemesi /2015-2016
  • Kill Me Heal Me - 2015 En İyi Kore Drama
  • Yusuf ile Züleyha - Nazan Bekiroğlu | Kitap Yorumu
  • Anime Nedir, Ne Değildir?
  • Yabancı Kitap Yorumu - Albert Camus
  • BU ARALAR BEN #5: Sustukça Susası Gelir İnsanın
  • Huzur Sokağı Kitap Yorumu ve İncelemesi - Şule Yüksel ŞENLER

KATEGORİLER

  • Derin Mevzular 27
  • Kalemimden 28
  • Kediler 2
  • Kitap 57
  • Kore Dizi 25
  • anime&manga 16

Blog Arşivi

  • 2024 6
    • Ağustos 5
    • Temmuz 1
  • 2023 4
    • Eylül 1
    • Şubat 3
  • 2022 18
    • Kasım 3
    • Ekim 2
    • Eylül 3
    • Ağustos 2
    • Haziran 4
    • Mayıs 3
    • Ocak 1
  • 2021 20
    • Aralık 2
    • Kasım 2
    • Ekim 1
    • Haziran 2
    • Mayıs 3
    • Nisan 4
    • Mart 1
    • Şubat 1
    • Ocak 4
  • 2020 10
    • Ekim 5
      • KEDİ ALMADAN ÖNCE BU YAZIYI OKUYUN!
      • BEYAZ ZAMBAKLAR ÜLKESİNDE - GRİGORY PETROV
      • İSLAM AHLAKININ ESASLARI KİTABI - BABANZADE AHMED ...
      • MEHMET AKİF'İN KABİR ARKADAŞI "BABANZADE AHMED NAİ...
      • Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Ahlak Ders Kitabı / AH...
    • Eylül 2
    • Ağustos 1
    • Nisan 1
    • Mart 1
  • 2019 8
    • Ağustos 1
    • Temmuz 1
    • Haziran 1
    • Nisan 1
    • Şubat 2
    • Ocak 2
  • 2018 21
    • Aralık 3
    • Kasım 1
    • Ekim 1
    • Eylül 1
    • Ağustos 1
    • Temmuz 3
    • Haziran 1
    • Mayıs 2
    • Nisan 2
    • Mart 1
    • Şubat 4
    • Ocak 1
  • 2017 30
    • Aralık 9
    • Kasım 6
    • Ekim 1
    • Eylül 1
    • Ağustos 2
    • Temmuz 2
    • Haziran 2
    • Mayıs 1
    • Mart 1
    • Şubat 1
    • Ocak 4
  • 2016 54
    • Aralık 2
    • Kasım 4
    • Ekim 3
    • Eylül 3
    • Ağustos 9
    • Temmuz 7
    • Haziran 5
    • Mayıs 4
    • Nisan 3
    • Mart 2
    • Şubat 2
    • Ocak 10
  • 2015 17
    • Aralık 7
    • Kasım 6
    • Ekim 3
    • Ağustos 1
Blogger tarafından desteklenmektedir

Blog Hakkında



Okur & Yazar. Doğayı, sağlıklı yiyecekleri ve iyi kahveyi sever. Küçük bir "merhaba" demek için gelmekten çekinmeyin.

POPÜLER YAYIN

  • 22 Blogger 1 Hikaye / Bölüm 3: Kardeşim
  • Herkes Okumalı: SINIRLAR - Henry Cloud & John Townsend
  • Kill Me Heal Me - 2015 En İyi Kore Drama
Bumerang - Yazarkafe

Copyright © KALEM KUKLASI. Designed by KALEM KUKLASI