Derya Akarslan

… Kalem Kuklası’da derler.

  • ANASAYFA
  • KİTAP
  • PSİKOLOJİ
  • GEZİ
  • İZLEDİKLERİM
    • KORE DİZİ
    • ANİME&MANGA
    • TİYATRO
  • DERİN KONULAR
    • Tesettür
    • İman
    • Varoluş Sancıları
  • ANILAR
  • İLETİŞİM
    
    Aralık ortasında Karadeniz Ereğli Gezisine gittim. Aslında eşim için iş gezisiydi. Beni de götürmek isteyince ilk başta oralı olmasam da sonradan bu fikir bana mantıklı geldi.
Karadeniz Ereğli'ye akşam saatlerinde geldik. Otele gittik ve yorgun olduğumuz için hemen uyuduk. Ertesi gün otelde kahvaltı yaptık ve bende odaya ve şehre dikkatimi verdim. 

Öncelikle Karadeniz Ereğli müzesini gezdim. Burası Ereğli Sahile çok yakındı. Müzenin binası Padişah II. Abdülhamit döneminde sancak beyi olan Halil Paşa tarafından yaptırılmış. Müze 3 katlı, ayrıca bahçesi mevcuttu. Çok sayıda Helenistik, Roma ve Bizans döneminden kalma eserler mevcuttu.  

Müze de; Osmanlı Dönemi'ni anlatmak ve yaşantısını günümüze getirmek adına döneme uygun olarak döşenmiş bir ev görünümü yansıtılmaktaydı. Bu bölüm beni mest etti. Çok sayıda fotoğraf çekmiş olmama rağmen birkaç fotoğrafı buraya iliştiriyorum.

***
Sonrasında Karadeniz Ereğli Kent müzesini ziyaret ettik. Bu müze eski bir Rum evinin müzeye çevrilmesiyle oluşturulmuş. Kentin geçmişten günümüze geçirdiği süreçleri yansıtan birçok eser mevcuttu. Ayrıca burada çalışan Arkeolog Zafer Bey bize çok değerli bilgiler verdi. Danışma da bulunan Argo gemisi masasının bile neden burada olduğunu anlattı. Ancak yolu biraz sapa olduğu için eşimle gelmeyi tercih ettim.


Karadeniz Ereğli Kent Müzesi'nden sonra sahilde bulunan Gazi Alemdar Müzesine gittik. Bu müze gemi olarak tasarlanmış.  I. Dünya savaşının ardından Anadolu'nun, Avrupalı devletler tarafından işgal edilip paylaşılmasıyla Fransızlar Karadeniz Ereğli'ye gelmişler ancak işgal etmeyi başaramamışlar. Kurtuluş Savaşı sırasında işgal altındaki İstanbul'dan vatanseverler tarafından kaçırılan Alemdar isimli küçük bir savaş gemisi, Zonguldak'a ve Karadeniz'e hakim olan Fransızlar tarafından ele geçirilmek istenmiş. 9 Şubat 1920 günü Alemdar'ı Karadeniz Ereğli limanına getiren vatanseverler gemiyi karaya oturtmuşlar ve Fransızlara teslim etmemişler. Vatanseverlerin Karadeniz Ereğli'ye sığınmalarına kızan Fransızlar, kenti işgal etmek istemişler ancak Karadeniz Ereğli halkının mücadelesi sonucu başarılı olamamışlar. Karadeniz Ereğli halkı tarafından esir alınan bazı Fransız komutan ve askerler, henüz kurulmamış olan Türkiye Cumhuriyeti ile anlaşma imzalamak zorunda kalmışlardır. Bu anlaşma, Türkiye'nin Kurtuluş Savaşı'ndaki ilk uluslararası anlaşması olmuş. Bu nedenle bu gemi büyük bir öneme sahip.


Son olarak Cehennemağzı Mağarasına gitmeyi ihmal etmeyelim. Hele ki yazın gidecekseniz, sizin için çok daha ferahlatıcı olacağına eminim. Cehennemağzı Mağarasının bulunduğu bölge de  Roma döneminde ayin yapmak için kullanılan iki  mağara daha bulunuyor. Bunlar sırasıyla Kilise Mağarası ve Ayazma Mağarası. Kesinlikle gidip görülmesi gereken mekanlardı.

    Aslında bir şehrin müzelerini, tarihi yerlerini, mağaralarını gezerek o şehirde geçmişten günümüze neler olup bitmiş anlayabiliyorsunuz. Benim için harika bir deneyim oldu.

    Bu arada buraya gelirseniz osmanlı çileği meşhur. Muhakkak osmanlı çileğinden yapılan çilek reçelini almayı unutmayın, Birde Elpek Bezleri bu yöreye ait keten ve pamuk ipliğinden yapılan özel bir bez. Muhakkak göz atın!


Şimdilik benden bu kadar,
Sevgilerimle!







 

Bu yazım tamamıyla yaşadıklarımla ilgilidir. 

<< Kanserle ilgili önceki yazım


Babama bir sene önce akciğer kanseri teşhisi kondu. Akciğer kanseri genelde sigarayla ilintili olan bir kanser türü. Hastaların geçmişinde genelde sigara olur. Babam 40 yılı aşkın bir süredir sigara içiyordu. Bu süre zarfında da genelde kuru öksürüğü olurdu ancak göz ardı ederdi. Kaç kere sigarayı bıraktırmaya çalıştık ama nafile. Asla bırakmam diyordu. Derken 2022 yılı Şubat ayında rahatsızlandı, röntgen çekildi ancak hiçbir şey görünmedi, doktor da bir şeyden şüphelenmedi ama ben o gün rüyamda ağladığımı gördüm ve bu rüyadan etkilendim. Anneme rüyamı anlatınca "kızım bir sorun yokmuş" diyerek teselli etti ancak tatmin olmadım. Derken babam 2022 Nisan ayında -yani 2 ay sonra- rahatsızlandı, tam Ramazan ayıydı. Sodyum değeri düşmüştü. Doktorlar Sodyum takviyesi yaptı, 3 gün hastanede yattı ancak bundan sonraki süreçte Sodyum değeri sürekli düştü. Bense kanserden şüphelenmeye başladım. Yaptığım araştırmalar neticesinde Sodyum değerinin akciğer kanseriyle ilintili olduğuna dair makaleler okudum. Doktorlar ise henüz anlayamamıştı. -evet, babama tuzsuz yemekten dolayıdır diyen bir doktor bile oldu, babam bu yüzden annemi suçladı :) -

Derken biz Göğüs Hastalıkları bölümüne randevu aldık. Bu konudan bu yazımda bahsetmiştim. Bu yüzden uzun uzun yazmayacağım. Merak edenler okuyabilir.

Özetlemem gerekirse, kanser teşhisi 2022 Haziran ayında yani tam 2 ay sonra konulabildi ve maalesef birinci evre değildi. Çünkü akciğer kanseri, sonlara doğru bünyeyi etkilemeye başlıyor. Kanser küçük hücreli ve küçük hücreli olmayan olarak ikiye ayrılıyor. Babamın ise maalesef küçük hücreliydi. Hücreler küçük olduğu için görünmemişti. Sağlıklı bir hücre gibi davranıyorlardı. Bu yüzden çok sonradan fark edilebildi.


Bu arada merak edenler olacaktır, babam daha iyi.


Bir sonraki yazımda tedavi sürecinden bahsedeceğim. 

Sevgilerimle,

Kuklanız!


S
abah uyandığımda cep telefonumda bir haber bildirimi gördüm: "Saat 4.17 'de Maraş'ta 7,4 büyüklüğünde bir deprem oldu."-Kandilli Rasathanesi sonrasında 7,7 olarak güncelledi- Depremin çok şiddetli olduğunu düşündüm ancak büyük yıkımlı bir deprem olduğunu düşünmemiştim. Derken haberler yavaş yavaş gelmeye başladı. Sonra aynı gün 13 sularında 7,6 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi. Şok oldum, şok olduk. Kahramanmaraş, Gaziantep, Adıyaman, Malatya, Şanlıurfa, Kilis, Osmaniye, Diyarbakır, Adana ve Hatay! Depremden 10 il etkilenmişti. Kimse bu kadar yıkımlı bir deprem olduğunu tahmin etmemişti. Birkaç gün sürekli haber izledim ve psikolojim bozuldu. Yolların ve havaalanlarının hasar alması sonucu yardım çok geç ulaştı, insanlarımız geceyi soğukta ve dışarıda geçirdi. Her yerde enkaz ve kurtarılmayı bekleyen insan çığlıkları... Ancak gücün yok ki kolonları kaldırasın... Bu deprem sadece maddi bir yıkım değil, manevi bir yıkımda oldu hepimiz için. Yaraların sarılması uzun zaman alacak ve unutulmayacak. Bu vesileyle İnşallah Güneydoğu Anadolu Bölgemizin meskenleri sağlam olacak. Şimdilik(!) müteahhitler çürük yapı yapmaktan korkacak. Sonra ne olacak, bilemiyoruz. Ancak inşallah artık iyi bir denetim mekanizması kurulur ve caydırıcı cezalar verilir.


Gelelim İstanbul'a;

1999 depreminin ardından 24 yıl geçmiş. Peki İstanbul'da depremle ilgili iyileştirici bir süreç başlatıldı mı? Ben görmedim. Naci Görür, Celal Şengör gibi değerli bilim adamları da bu konuyu dile getiriyor. İstanbul'da evler çok eski ve nüfus çok kalabalık, 20 milyona yakın insan yaşıyor. Ticaretin ve sanayinin kalbi burada atıyor. Şiddetli bir deprem olursa ne olur, bir planımız var mı? Maalesef, hayır! Kanal İstanbul projesi yapacağımıza evlerimizi güçlendirmeye bakmalıyız. Birçok yapıda denetim yok, Fatih gibi eski yerleşimlerde güçlendirme çalışmaları yok. Yeni yapılan evler deprem yönetmeliğine uygun mu yapılıyor, emin değilim. Hatta yapılmadığına emin olabilirim.


Size kendi oturduğum evden örnek vereceğim. Eyüpsultan'da ikamet ediyorum. Bu eve taşındığımızda bina yeni yapılmıştı. Burada oturmaya başlayalı 3,5 yıl oluyor. Ancak evin asansör boşluğundan su çıkıyor. Bu yüzden binaya iskan verilmediğini düşünüyorum. Ev sahibi bu konu hakkında herhangi bir yorum yapmıyor. Muhtemelen evin temelinde su var, iyi bir yalıtım yapılmamış. Bina 3,5 yıllık olmasına rağmen inanın, depreme dayanıklı olduğuna inanmıyorum. Dıştan çok süslü, içi ise çürüyor gibi geliyor. Bu nedenle taşınmaya karar verdik. Şu sıra İstanbul'da yaşayıp yaşamamayı konuşuyoruz. İşlerimizi toparlayabilirsek bu kalabalık şehirden artık ayrılmayı düşünüyoruz. Ayrıca bu depremle birlikte zemin ve bodrum katlarında yaşayan insanların kurtulma şanslarının çok az olduğunu görmüş olduk. Bu deprem tüm Türkiye'de bir sorgulamaya neden oldu diye düşünüyorum. 

Hatta İstanbul'un göç vereceğini bile düşünüyorum. İnşallah ülkemiz için en hayırlısı olur ve olmuştur. Rabbim bir daha yaşatmasın. Tedbirli bir ülke olmayı becerelim İnşallah.

Hepimize çok geçmiş olsun! 

Sevgilerimle,

Kuklanız!



Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa

HAKKIMDA

Mühendis. Şu günlerde İstanbul Üniversitesi Psikoloji bölümünü okuyor. Doğayı, sağlıklı yiyecekleri ve iyi kahveyi seviyor. Küçük bir "merhaba" demekten çekinmeyin!

ABONE & TAKİP

İzleyiciler

POPÜLER YAYINLAR

  • Herkes Okumalı: SINIRLAR - Henry Cloud & John Townsend
  • 22 Blogger 1 Hikaye / Bölüm 3: Kardeşim
  • Signal Kore Drama Yorumu ve Tanıtımı / 2016
  • Remember Kore Drama Yorumu ve İncelemesi /2015-2016
  • Kill Me Heal Me - 2015 En İyi Kore Drama
  • Yusuf ile Züleyha - Nazan Bekiroğlu | Kitap Yorumu
  • Anime Nedir, Ne Değildir?
  • Yabancı Kitap Yorumu - Albert Camus
  • BU ARALAR BEN #5: Sustukça Susası Gelir İnsanın
  • Huzur Sokağı Kitap Yorumu ve İncelemesi - Şule Yüksel ŞENLER

KATEGORİLER

  • Derin Mevzular 27
  • Kalemimden 28
  • Kediler 2
  • Kitap 57
  • Kore Dizi 25
  • anime&manga 16

Blog Arşivi

  • 2024 6
    • Ağustos 5
    • Temmuz 1
  • 2023 4
    • Eylül 1
    • Şubat 3
      • Zonguldak Karadeniz Ereğli Gezisi
      • Babamın Kanser Süreci: Akciğer Kanseri Nasıl Anlaş...
      • 7,7 Büyüklüğündeki Kahramanmaraş Depremi
  • 2022 18
    • Kasım 3
    • Ekim 2
    • Eylül 3
    • Ağustos 2
    • Haziran 4
    • Mayıs 3
    • Ocak 1
  • 2021 20
    • Aralık 2
    • Kasım 2
    • Ekim 1
    • Haziran 2
    • Mayıs 3
    • Nisan 4
    • Mart 1
    • Şubat 1
    • Ocak 4
  • 2020 10
    • Ekim 5
    • Eylül 2
    • Ağustos 1
    • Nisan 1
    • Mart 1
  • 2019 8
    • Ağustos 1
    • Temmuz 1
    • Haziran 1
    • Nisan 1
    • Şubat 2
    • Ocak 2
  • 2018 21
    • Aralık 3
    • Kasım 1
    • Ekim 1
    • Eylül 1
    • Ağustos 1
    • Temmuz 3
    • Haziran 1
    • Mayıs 2
    • Nisan 2
    • Mart 1
    • Şubat 4
    • Ocak 1
  • 2017 30
    • Aralık 9
    • Kasım 6
    • Ekim 1
    • Eylül 1
    • Ağustos 2
    • Temmuz 2
    • Haziran 2
    • Mayıs 1
    • Mart 1
    • Şubat 1
    • Ocak 4
  • 2016 54
    • Aralık 2
    • Kasım 4
    • Ekim 3
    • Eylül 3
    • Ağustos 9
    • Temmuz 7
    • Haziran 5
    • Mayıs 4
    • Nisan 3
    • Mart 2
    • Şubat 2
    • Ocak 10
  • 2015 17
    • Aralık 7
    • Kasım 6
    • Ekim 3
    • Ağustos 1
Blogger tarafından desteklenmektedir

Blog Hakkında



Okur & Yazar. Doğayı, sağlıklı yiyecekleri ve iyi kahveyi sever. Küçük bir "merhaba" demek için gelmekten çekinmeyin.

POPÜLER YAYIN

  • 22 Blogger 1 Hikaye / Bölüm 3: Kardeşim
  • Herkes Okumalı: SINIRLAR - Henry Cloud & John Townsend
  • Kill Me Heal Me - 2015 En İyi Kore Drama
Bumerang - Yazarkafe

Copyright © KALEM KUKLASI. Designed by KALEM KUKLASI