Derya Akarslan

… Kalem Kuklası’da derler.

  • ANASAYFA
  • KİTAP
  • PSİKOLOJİ
  • GEZİ
  • İZLEDİKLERİM
    • KORE DİZİ
    • ANİME&MANGA
    • TİYATRO
  • DERİN KONULAR
    • Tesettür
    • İman
    • Varoluş Sancıları
  • ANILAR
  • İLETİŞİM

  


    Avrupa Yakası Cem’in yani Levent Üzümcü’nün oynadığı tek kişilik bir yetişkin tiyatrosu. Konudan da öte Levent Üzümcü’yü severim. Bu nedenle kendisini canlı canlı bir tiyatro sahnesinde izlemek fikri çok cazip geldi. Tiyatroyu Harbiye Cemil Topuzlu sahnesinde izledim. Bu sıcak yaz günlerinde açık havada tiyatro izlemek çok güzeldi.
    
    Oyunun konusunu pek beğendiğimi söyleyemem bence Rüstemoğlu Cemal’in tuhaf bir hikayesi de yoktu. Ama Levent Üzümcü’nün oyunculuğu, seyirciyle atışması çok tatlıydı. Levent Üzümcü’yü hepimiz Avrupa Yakası Cem karakteriyle tanıyoruz ama Levent Üzümcü’nün gerçekten çok iyi bir oyuncu olduğunu bu oyunla anlamış bulunuyorum. Çok sayıda karaktere girdi ve karakterleri oynarken çok başarılıydı.
    
    Tiyatronun konusu -bence- çok başarılı olmasa da; oyunculuk için, o atmosferi solumak ve Levent Üzümcü’yü kanlı canlı görmek için gidebilirsiniz. Fiyatı da bir tiyatroya göre çok makul.


Sevgilerimle,

Derya.






    


    Bence bu kitabı Türk toplumu olarak hepimizin okuması ve sonrasında kendi hayatında pratik etmesi gerek. Çünkü toplum olarak insanların sınırlarını işgal etmeyi kendimizde hak görüyor ve sınırların nerede başlayıp nerede bittiğini bilmiyoruz.

    Tipik bir Türk ailesinde yetişmiş bir çocuk olarak, çocukluğumdan itibaren sınırlar eğitimi almadım, “hayır” demenin ayıp olduğu bir ortamda yetiştim ve bu beni çocukluğumda ve yetişkinliğimde çok zorladı. Aldığım terbiye(!) itibariyle ses çıkarmadım çünkü ses çıkarmanın hoş karşılanmadığı bir evde büyüdüm. Ta ki insanların davranışları “tahammül sınırlarımı zorlayana kadar…” Bundan itibaren “Ulan başlayacağım şimdi…” diye içimden geçirerek insanların yanlışlarını teker teker yüzlerine söylemeye başladım. Tabii bu durumlarda şunun muhasebesini yapıyordum. “Bu insan bundan sonra hayatımda olmasa ne olur?” cevabım “Bir şey olmaz” ise ilişkiyi yerle bir ediyordum. Yani kaybetmeyi göze alıyordum. Yıllarca sınırlarımı koruyabildiğimi düşündüm ve bu davranışlarımı büyük bir özenle yerine getirdim. Hatta doğru yaptığımdan da çok emindim. Ta ki terapistimden şu cümleyi duyana kadar. “Sınırlarınıza müdahale edildiğinde çok tepki vermekle tepki vermemek arasında bir fark yoktur. İkisi de doğru sınırlar koyamadığımızı gösterir.” Bu cümleler sonrası aydınlanma yaşadım ve sınırlarımı nasıl koruyacağımı bilmediğimi fark ettim. Çünkü aile de böyle bir şeyi öğrenmemiştim ve ailemde sınırlarla ilgili bir bilgiye sahip değildi. Sonra SINIRLAR kitabıyla tanıştım. Kitap çok vurucu bir bölümle başlıyor. “Sınırların Olmadığı Yaşamda Bir Gün” bu kısım resmen beni anlatıyordu. Kitabı çok büyük bir keyifle okudum, o kadar çok şey bilmediğimi ve sınırlar koyarken bazen ilişkilerimin bozulacağını ama ilişkim bozuluyorsa karşı tarafın beni yeterince sevmediğini öğrendim. Bu kitap bana çok şey kattı. Artık sınır kavramını, sınırların nasıl belirleneceğini, sınır belirlenirken çoğu zaman karşı taraftan tepki alabileceğimi ama buna rağmen kendi sağlığım için devam etmem gerektiğini biliyorum. Kitabın sonunda da tüm öğretilerin “Sınırların Olduğu Yaşamda Bir Gün” bölümüyle nasıl uygulandığını ve nasıl hissettirdiğini deneyimliyorsunuz. 

    Çok başarılı bir kitap olduğunu düşünüyor ve herkesin bu kitabı okuması gerektiğine inanıyorum. Hatta ben, ilişkide olduğum bazı insanlara hediye etmeyi bile düşünüyorum.


Sevgilerimle,

Derya.






Koe no Katachi Manga Yorumu

Merhaba,

Bir çok dalda ödül alan bu manga hem konusu itibariyle hemde işleniş itibariyle çok nahifti. Netflix’de animesi mevcut, dileyen oradan da animesini izleyebilir.

Koe no Katachi Manga Yorumu


Ana karakterimiz İshida Shouya dersleri pek sallamayan, işi gücü eğlenmek, gününü gün etmek olan bir ortaokul öğrencisidir. Kendisine bir de motto belirlemiş ona göre hayatını yaşıyor.
Mottosu da şu:
''Hayat can sıkıntısına karşı verilen bir harptir''

Günün birinde sınıfa nakil bir öğrencinin geleceği haberini alan Ishida ve arkadaşları, yeni gelen kişinin nasıl birisi olacağı üzerine teoriler kurup tartışırlar. Gelen kişi Nishimiya adında bir kızdır ve kendini kalem kağıt yoluyla tanıtmaktadır. Sınıf tabii ne yapıyor bu manyak diye düşünürken Nishimiya son sayfayı çevirir...
Sınıf şok! Son sayfada duyamadığı, işitme engeli olduğu yazılıdır. Sonra olaylar tahmin edeceğiniz gibi. Bizim sivri zekalı karakterimiz bunu öğrenince durur mu?
Direkt kızın bu zaafını kullanarak zorbalık yapmaya başlıyor. Öyle küçük şeylerde değil he, Ishida'nın Nishimiya yaptıklarını, üvey baba Lamia'ya yapmadı.O derece, okuyun görün yani.

İshida en sonunda Nishimiya'nın işitme cihazına dokunur. Tabii öğretmen gelir. Kim yaptı bu hayvanlığı diye sınıfı azarlar.
Tüm sınıf İshida yaptı hocam deyince, bizim oğlan sinirlenir. Lan fiyonklu makarnalar, gülerken iyiydi der. - haklı çocuk haliyle, çünkü akran zorbalığı karşısında sadece gülenler de zorbalığa taraftar oluyorlardır.- Bu olayların ardından Nishimiya'nın annesi kızına diğer çocukların zorbalık yaptığı gerekçesiyle okuldan alır.

Koe no Katachi Manga Yorumu

Bu olanlardan sonra tüm sınıf Ishida'ya zorbalık etmeye başlar-ektiğini biçer- Aslında manga da tam burada başlıyor diyebiliriz. Çünkü arkadaşlarının bu tutumu Ishida'yı olgunlaştırıyor. O eğlenceli çocuk gidiyor yerine aklı selim liseli bir çocuk geliyor.

Ve gittiği lisede Nishimiya'yı tekrar görüyor. İshida bu sefer ortaokulda ki yaptığı hal ve hareketlerini affettirmek için uğraşıyor.


Manganın Künyesi:
Diğer Adı: A Slient Voice
Tür: Dram, Shounen, Slice of Life, Okul
Bölüm Sayısı: 64
Yayın Yılı: 2013-2014
Aldığı Ödüller: Kono Manga ga Sugoi 2015 Erkeklerin En Beğendiği Manga Ödülü,19. Tezuka Osamu Cultural Prize Yeni Yaratıcı Ödülü


Sevgilerimle…






Geçen yıl üniversite sınavına hazırlandığımdan ve babamın hastalığı nedeniyle yalnızca 9 kitap okuyabildim. Bu kitapları sizinle paylaşmak istiyorum:


  1. Bir Delinin Anı Defteri-Palto-Burun-Petersburg Öyküleri - Nikolai Gogol
  2. Müslüman Psikologların Çıkmazı - Malik Bedri
  3. Nebevi Eğitim Modeli Darü’l Erkam - Muhammed Emin Yıldırım
  4. Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok - Erich Maria Remarque
  5. Antigone - Sophokles
  6. Sokrates’in Savunması - Platon
  7. Kürk Mantolu Madonna - Sabahattin Ali
  8. Var Olmak - Nureddin Topçu
  9. Tanrının Göz Bebeği İnsan - Şaban Ali Düzgün

1000 kitaptan beni takip edebilirsiniz : https://1000kitap.com/kalemkuklasi

Sevgiler!





Merhaba,

Bu yazının orijinal metni İngilizce olup kaynağı aşağıda belirteceğim. Mahrumiyet içerisinde bir çocukluk geçirmiş biri olarak bu yazıyı Türkçe olarak yayınlamak istedim. Beni etkileyen bir yazı oldu.

  • Kahramanın dönüşümle sonuçlanan yolculuğu, tehlike veya acı gerektirir. Kimse eğlence için Mordor'a tırmanmaz.
  • Terapi gerçek yaşam için bir kahramanın yolculuğudur, yüzeye çıkan gömülü acılara doğru yapılan yolculuğun bir sonucudur.
  • Herkes çocukluktan çarpık bir gerçeklik perspektifiyle çıkar. Tek soru: kapsam ve etki.
  • Çocukluk dönemi ne kadar kötüyse, kahramanın yolculuğuna başlama ve tamamlama ihtiyacı ve motivasyonu da o kadar fazladır.

Herkes bir kahramanın yolculuğunu sever. Bir baş kahraman maceraya atılır, bir ders alır, bir zafer kazanır ve Luke'tan Neo'ya, Frodo'dan Harry'ye dönüşmüş bir şekilde eve döner.

Peki ya eğer karakterlerimizle nispeten rahat hayatlar yaşarken, doğru ilişkiler ve işlerle ve potansiyel bir varoluşsal tehlikeyle karşı karşıya kalmadan tanışsaydık? Kahramanlık yolculuklarına çıkarlar mıydı? Muhtemelen hayır. Hiç kimse eğlence için Mordor'a tırmanmaz.

Kahramanlarımızın kendilerinin en iyi versiyonlarına dönüştürecek yolculuğu bulmaları yalnızca dayanılmaz bir hayat veya varoluşsal tehlikeden dolayıydı. Bu motivasyon olmadan, ne bir hikaye ne de bir dönüşüm olur.

Filmlerde bir kahramanın yolculuğunu anlarken, terapiyle gerçek hayatta bir kahramanın yolculuğunu anlarız. Terapi; tehlike, belirsizlik ve acıyla doludur. Ancak bilinçaltı zihinlerimiz nedeniyle, bu en iyi benliğimize giden tek yoldur.

Her kahramanın yolculuğu gibi, terapiye başlamak çok zordur ve tamamlanması daha da zordur. Güç gerektiren engellerin üstesinden geleceğimize inanmıyoruz.

İster kötü imparatorluklarla ister tekrarlayan kabuslarla savaşalım, karşılaştığımız zorluklar bizi kötü bir şekilde ve sıklıkla pes etmeye zorlar. Çoğumuz pes edeceğiz. Kahramanlar bunu yapamaz -diğer seçenek dayanılmazdır. Onlar savaşmaya devam etme gücünü bulurlar.

Çocukluk herkes için zorluklar yaratır. Ancak  bu çelişkili dünyada, bazen en derin çukurlara doğmak, kendimizin en iyi versiyonları olma şansını bize verir.

Çünkü acı ne kadar kötüyse, yolculuk o kadar caziptir.

Kaynak: https://www.psychologytoday.com/us/blog/the-uncertainty-principal/202408/the-surprising-advantage-of-a-truly-terrible-childhood



 İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi


2023 yılında İstanbul Üniversitesi Psikoloji bölümünü kazandım ve şu günlerde 1. sınıfı bitirmiş bulunuyorum.

İstanbul Üniversitesi Psikoloji bölümü benim 3. tercihimdi ve geleceğini düşünmüyordum. İlk tercihime gideceğimi düşünüyordum bu yüzden tercih sonuçları açıklandığında hayal kırıklığına uğradım. Hatta üniversiteye gitmemeyi bile düşündüm ama sakinleşince var olanda hayır vardır diyerek kaderime razı oldum.

Üniversiteye başlamadan önce İstanbul Üniversitesi Psikoloji kulübünü instagramdan takip etmeye başlamıştım ve hemen 1. sınıflar için olan WhatsApp gruplarına dahil oldum. Orada okul ve kulüp hakkında genel bilgiler vardı.

İstanbul Üniversitesi Psikoloji bölümünün ders programı diğer üniversitelerden çok farklı.

Birinci sınıfta:

  • Bilişsel Psikoloji 1-2
  • Psikolojiye Giriş 1-2
  • Sosyal Psikoloji 1-2
  • Psikoloji Tarihi
  • Biyoloji
  • Fizyoloji
  • Gelişim Psikolojisi
derslerini gördük. Bu dersler gerçekten bana çok şey kattı.

Derslerimize genellikle profesörler giriyor ve gerçekten ama gerçekten alanlarında çok başarılılar. Akademik kadronun başarılı olduğunu duymuştum ama bu kadar başarılı olacağını düşünmemiştim. Benim en sevdiğim dersler; Bilişsel Psikoloji ve Sosyal Psikoloji oldu. Birde Teoman Duralı’nın öğrencisi Cengiz Çakmak hocadan bu sene Felsefeye Giriş dersi aldım ve en keyif aldığım, en bilmediğimi bildiğim ders oldu diyebilirim. Felsefe dersinden o kadar keyif alıyordum ki, bir dersi bile kaçırmak istemiyordum. Hatta psikoloji derslerimden bile bu kadar keyif almıyor olabilirim. 

Okul ve bölümle ilgili merak ettiklerinizi aşağıdaki yorum butonuna yazarak veya kalemkuklasi@gmail.com mail adresime yazarak bana ulaştırabilirsiniz!


Sevgilerimle,

Derya.




















Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa

HAKKIMDA

Mühendis. Şu günlerde İstanbul Üniversitesi Psikoloji bölümünü okuyor. Doğayı, sağlıklı yiyecekleri ve iyi kahveyi seviyor. Küçük bir "merhaba" demekten çekinmeyin!

ABONE & TAKİP

İzleyiciler

POPÜLER YAYINLAR

  • Herkes Okumalı: SINIRLAR - Henry Cloud & John Townsend
  • 22 Blogger 1 Hikaye / Bölüm 3: Kardeşim
  • Signal Kore Drama Yorumu ve Tanıtımı / 2016
  • Remember Kore Drama Yorumu ve İncelemesi /2015-2016
  • Kill Me Heal Me - 2015 En İyi Kore Drama
  • Yusuf ile Züleyha - Nazan Bekiroğlu | Kitap Yorumu
  • Anime Nedir, Ne Değildir?
  • Yabancı Kitap Yorumu - Albert Camus
  • BU ARALAR BEN #5: Sustukça Susası Gelir İnsanın
  • Huzur Sokağı Kitap Yorumu ve İncelemesi - Şule Yüksel ŞENLER

KATEGORİLER

  • Derin Mevzular 27
  • Kalemimden 28
  • Kediler 2
  • Kitap 57
  • Kore Dizi 25
  • anime&manga 16

Blog Arşivi

  • 2024 6
    • Ağustos 5
      • Tiyatro: Rüstemoğlu Cemal' in Tuhaf Hikayesi
      • Herkes Okumalı: SINIRLAR - Henry Cloud & John Town...
      • A Silent Voice - Koe no Katachi Anime & Manga Yoru...
      • 2023 yılında Okuduğum Kitaplar
      • Korkunç Bir Çocukluğun Şaşırtıcı Avantajı : “Acıla...
    • Temmuz 1
      • İstanbul Üniversitesi’nde Psikoloji Okumak
  • 2023 4
    • Eylül 1
    • Şubat 3
  • 2022 18
    • Kasım 3
    • Ekim 2
    • Eylül 3
    • Ağustos 2
    • Haziran 4
    • Mayıs 3
    • Ocak 1
  • 2021 20
    • Aralık 2
    • Kasım 2
    • Ekim 1
    • Haziran 2
    • Mayıs 3
    • Nisan 4
    • Mart 1
    • Şubat 1
    • Ocak 4
  • 2020 10
    • Ekim 5
    • Eylül 2
    • Ağustos 1
    • Nisan 1
    • Mart 1
  • 2019 8
    • Ağustos 1
    • Temmuz 1
    • Haziran 1
    • Nisan 1
    • Şubat 2
    • Ocak 2
  • 2018 21
    • Aralık 3
    • Kasım 1
    • Ekim 1
    • Eylül 1
    • Ağustos 1
    • Temmuz 3
    • Haziran 1
    • Mayıs 2
    • Nisan 2
    • Mart 1
    • Şubat 4
    • Ocak 1
  • 2017 30
    • Aralık 9
    • Kasım 6
    • Ekim 1
    • Eylül 1
    • Ağustos 2
    • Temmuz 2
    • Haziran 2
    • Mayıs 1
    • Mart 1
    • Şubat 1
    • Ocak 4
  • 2016 54
    • Aralık 2
    • Kasım 4
    • Ekim 3
    • Eylül 3
    • Ağustos 9
    • Temmuz 7
    • Haziran 5
    • Mayıs 4
    • Nisan 3
    • Mart 2
    • Şubat 2
    • Ocak 10
  • 2015 17
    • Aralık 7
    • Kasım 6
    • Ekim 3
    • Ağustos 1
Blogger tarafından desteklenmektedir

Blog Hakkında



Okur & Yazar. Doğayı, sağlıklı yiyecekleri ve iyi kahveyi sever. Küçük bir "merhaba" demek için gelmekten çekinmeyin.

POPÜLER YAYIN

  • 22 Blogger 1 Hikaye / Bölüm 3: Kardeşim
  • Herkes Okumalı: SINIRLAR - Henry Cloud & John Townsend
  • Kill Me Heal Me - 2015 En İyi Kore Drama
Bumerang - Yazarkafe

Copyright © KALEM KUKLASI. Designed by KALEM KUKLASI