
Not: Daha önce yazdığı En İyi 10 Spor Animesi yazısı için tıktık;
Herkese merhaba,
Bugün benim kişisel beğenime
göre sıraladığım en iyi 10 Seinen manga
ile karşı karşıyasınız. Öncelikle şu Seinen ne demektir ona
değinelim. Seinen kısaca yetişkinlere hitap eden mangalardır. "Ben arkadaş temalı, lay lay lom mangalardan sıkıldım! Daha kandan daha candan bir şey okumak istiyorum yok mu şöyle
kanlı, haşin, gaddar eserler?" diyorsanız tam yerine geldiniz. Listeye
geçmeden şunu belirtmeden geçmeyeyim. Listemdeki tüm seriler ŞİDDET ODAKLI
eserlerdir.Sonradan gelip Billy Bat, Liar Game, Uchuu Kyoudai, Sanctuary vs
mangalar niye yok ahbap diye çemkirmeyin. Elimden geldiğince spoiler vermeden
kaba taslak bilgi vermeye çalışacağım.
Başlayalım o vakit!
10-Veritas
Listemizin son sırasında Kore yapımı yarım
kalmış bir Manga(Manhwa)var. Ana karakterimizin sıradan bir ortaokul
öğrencisidir. Her erkek ortaokul öğrencisi gibi güce ve kavgaya meraklıdır ve
ayrıca iki yumruğun bir yumruktan daha güçlü olduğunun bilincindedir. Bir gün
yediği dayaktan sonra yerde yatarken bir adam çıkagelir ve onu hacamat eden tüm
zibidileri tek başına yener. İşte o vakit ana karakterimizin dövüşe dair tüm
tabuları yerle yeksan olur. Tabularını yıkan bu adam kadar güçlü olmak için onun
peşinden gider az veya çok birtakım eğitimlerden geçer. Derken bir gün bir avuç
takım elbiseli adam karakterimizin karşısına çıkararak ustasının öldüğünü
söylerler. Bunun akabinde ölen ustasının tek öğrencisi olduğundan dolayı garip
bir dövüş okuluna yazılır.
Buraya kadar size aktardıklarım manganın özeti
niteliğindeydi. Bazılarınızın ulan bu bildiğin THE BREAKER der dediğini duyar
gibiyim. Öyle gözükse de, gerçek öyle değil işte. Veritas'ta Ana karakter salaktır
ama cesurdur. Veritas'ta duygusallığa pek yer yoktur. Manga-ka'nın bu ana
karakter "Ben buna bir takım power up'lar yükleyeyim de dövsün şu herifi" niteliğinde abartılı güç patlamaları yoktur. Ana karakter bulunduğu konuma tırnaklarını kazıyarak gelir. Serinin tek eksikliği yarım kalışıdır dostlar .Seri
öyle bir yerde bitti ki Manga-ka'ya sövmemek elde değil. Her şeye
rağmen bu seinen yapımım, kaliteli olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
9-Battle Royale
Suzanne Collins bilir misiniz? Hani şu
Açlık Oyunlarının yazarı olan yazar hatun. İşte bu Battle Royale Açlık
Oyunlarının orijinalidir. Suzan Ablamız bir gün demiş ki "Benim orijinal bir
şeyler düşünmem lazım."Düşünmüş, düşünmüş Battle Royale'i görmüş.''Battle
Royale, seni seçtim çünkü sen Japonsun güçlerimizi birleştirebiliriz''demiş ve Açlık
Oyunlarını yazmış. Siz aşağı yukarı olayı anladınız fakat usuldendir ben biraz
değineyim. Hikayemiz bir Tv formatı altında 42 öğrenci arkadaşın yaşamak için
birbirlerini nasıl öldüklerini konu alıyor. Manga-ka amcamız bize şartlar ve
koşullar değiştiğinde insanların karakterlerinin ne denli çabuk değişime
uğrayacağını birinci elden benimsetiyor. Aksiyonun ve akıl oyunlarının bir an
bile durmadığı seride yozlaşmış günümüz toplumunun, içinin ne denli çürüdüğünü
bize aktarıyor. Açıkçası bu seri hakkında konuşmaya pek lüzum görmüyorum.Her
şey aşikar ne de olsa.
8-Claymore
Benim gümüş gözlü ele avuca sığmayan şahane
katil kızlarım. Güzel ve ilgi çekici bir tanım değil mi? Claymore, az biraz anime
veya manga kültürü olan birisinin mutlaka duyduğu kült serilerdendir. Peki bu
Claymore hikayesi nedir? Şöyle
bahsedeyim. Claymore evreninde ''Yoma'' adı verilen canavarlar barınır. Bu
''Yoma'' lar insan şekline bürünmüş, günümüz dünyasında gulyabani, karabasan
denilen cnavarları temsil etmektedir. Yomalar insan silüetine bürünerek, insanları acımasızca katlederken onları tek durdurabilecek yarı insan yarı yoma
olan ve tüm üyeleri bayan olan Claymore'lardır. Ana Claymore'umuz Clare, köy köy
dolaşarak bir yandan insanlara zarar veren yomaları para karşılığında avlarken bir yandan
da bir zamanlar Claymore'ken hırslarının kurbanı olarak ''Yoma''ya dönüşmüş
ustasının katili Priscilla'yı diyar diyar aramaktadır. Serimiz Clare'ın intikam
arayışındayken başından geçen maceraları anlatır. Eğer ki ''Ulan şu hatunların
hikayesini bir de ben göz gezdireyim.'' derseniz emin olun pişman olmazsınız.
7-Jackals
Heyt be, ismi bile başlı başına bir giriş, bir
tanım. Peki nedir bu çakallar? Cicero şehri
göçmenlerin, suçluların, katillerin, aymazların, suikatçilerin, mafya patronlarının
cirit attığı kanunsuz bir şehirdir. Normal insanların adım atmadığı, polislerin
her dakika başı sokaklardan ceset toplamaktan başka bir görev yapmadığı
bataklık gibi bir yerdir kısacası. Fakat şehir için asıl tehlike ''Çakal'' adı
verilen profesyonel suikatçilerdir. Ana karakterimiz Nichol'de yüksek
meblağlara çalışan bir çakaldır. Hikayemiz Nichol üzerinden suikatçilerin
birbirleriyle olan hesaplaşmaları konu alır. Ayrıca içerdiği aforizmalar ile
diğer serilere "Sizden farklıyım" der. Okurken ne ara bittiğini anlamayacağınız, sonu
tahmin edilen çerezlik bir mangadır. Ne zaman okusam ilk günkü zevkle okuduğum
nadir serilerdir. Beğenme garantisini veriyorum. Beğenmeyen,vaktini ziyan ettiğimi
düşünen şahsıma her türlü yorumu yapabilir.
6-Shin Angyo Onshi
General Munsu ülkesi Jushin'e bağlı vatansever
bir Angyo Onshi(Ame Osa)dır.Peki nedir bu Ame Osa? Ame Osa dediğimiz şey; devletin pis işlerine yapan elit bir
birliktir. Bulunduğu çağın en güçlü ülkesi olan, sayısız işgal
girişimlerine karşı yıkılmayan Jushin Krallığı, bir gün bilinmeyen bir nedenden ötürü tek gecede çöker.Ve o şaşalı
krallıktan arda kalan tek şey, bir avuç Ame Osa olur. Jushin'in yıkıldığı gece
kurtulan generalimiz astım hastası misali bir lanete uğrar. Generalimiz
krallığın yıkılmasına vesile olduğunu düşündüğü öğrencisi Aji Tae'ya karşı
büyük bir kin besleyip diyar diyar divane gibi onu arar. Hikayemizde Usta ile öğrencisinin birbirine olan düşmanlığı ele alınıyor. Okunmasını sevgiyle tavsiye ederim.
5-Vinland Saga
Viking tarihinin mangaya uyarlanmasıdır desek
hiçte yanlış bir tanım yapmış sayılmayız sanırım. Vikinglerin savaşçı, yağmacı
özelliklerinden tutun, köy ve hayvancılık hayatlarına kadar bize yaşam şekilleri
hakkında çeşitli bilgiler aktarıyor mangamız. Mangaya giriş yaptığımızda Ana
karakterimiz olan Thorfinn daha su dökmeyi bile beceremeyen bir velet olarak
çıkıyor karşımıza. İnsan şey diyor "Ulan iki eliyle bir suluğunu tutmayı
başaramayan zırlak velet mi ana karakter olacak?" Gerçekte öyle oluyor
dostlarım. İnsan bir yanılgıya düşüyor "Acaba devam etsem mi, etmesem mi?" diye. Öyle
der demez de zaten Thorfinn'in hikayesi başlıyor. Thorfinn babasının önderlik
ettiği bir kayığa gizlice biniyor ve ilk yolculuğunda denizlerin ne kadar
zalim olduğunu, babasını korsanların öldürmesiyle anlıyor. Daha küçük yaşta babasının
öldürüldüğünü gören Thorfinn, işte o vakit gerçek bir Viking çocuğuna
bürünüyor. Babasının kayığına daha yolculuğun başında gizlice binen
arkadaşımız, aynı şekilde babasını öldüren korsan Askeladd'ı öldürmek maksadıyla
onunda kayığına gizlice biniyor. Hikayemizde bundan sonra başlıyor
zaten. Askeladd'ın korsan tayfasına katılan Thorfinn hem Askeladd için adam
öldürüyor hem de her işin ardından Askeladd'ı öldürmeyi çalışıyor. Manga okumayı
sevip tarihe de ilgi duyan arkadaşlarımız varsa Vinland Saga bulunmaz bir
nimettir.
4-Berserk
''Eski dostum şimdinin
Tanrısı'' temalı konumuzla karşı karşıyayız. Berserk için ne diyebiliriz
ki? Zaten Seinen Seri denildiğinde ilk
akla gelecek serimizdir kendileri. Tam 30 senedir bizlerle. Berserk benden
büyük, benim bu seriyi tanıtmak ne haddime. Birisi tanıtılacaksa, Berserk beni tanıtır. Şaka
bir yana bilmeyen varsa onlarca animesi, anime filmi var. Yüceliğini anlamak
isteyen varsa açsın baksın. Bana sorarsanız manga-ka Kentarou Miura'nın şahsı bile kendi serisini anlatmaya vasfı yetmez.
3-Priest
"Ete kemiğe büründüm
rahip diye göründüm." Priest bu zamana kadar okuduğum seriler arasında açık ara
en iyi seridir. "Madem okuduğun en iyi seri neden üç numaraya koydun kardeş?" diyebilirsiniz. Şöyle ki Priest yarım kalmış bir seridir malesef. Yoksa buradaki tüm
seinenlerin toplamı Priest'in yarısı etmez. Başlamadan evvel epey uzun zaman
önce okuduğum bir seri olduğu için bazı hatalarım ve yanlışlarım
olabilir, şimdiden affola. Gelelim hikayemize. Hikayemin ana karakteri Ivan Isaacs
rahip olma yolunda ilerleyen genç bir öğrencidir. Rahiplik uğruna dünyevi her şeyi
bir kenara atmıştır. Bu sevdiği kadın Gena'da(Üvey kardeşi olması
lazım)dahildir.Günün birinde şeytanlarının yarattığı zombimsi şeylerin saldırısına uğrayan köyde
Ivan dahil kimse kurtulamamaktadır. Son anlarına yaklaşan Ivan ölmek üzereyken
dualarının onu ve sevdiği kadını kurtaramadığını anlar ve tüm inancını
yitirir. İşte tam bu noktada esir bir Şeytan Ivan Isaacs'ın aklına
girerek, ruhunu kendisine satması karşılığında onu kurtarabileceğini söyler. Ivan
son anlarındayken ruhunun yarısını bu esir şeytana satar ve şeytanın kendine
takdim ettiği bu güçle diğer şeytanların yarattığı canavarları yok eder. Ivan o
saatten sonra diğer şeytanlarla ve kendini kurtaran şeytan abimizle kendince
savaşmaya başlar.
"Benim için hikaye
olsun, ben çizime önem vermem" diyorsanız okuyun. Hikayesi güzel olsa da çizimler
çoğu manga okuyucusu için tam bir fiyaskodur. Ama şiddetle tavsiye ediyorum
okudukça çizimlere de alışırsınız.
2-Vagabond
Vagabond için sözü
uzun tutmanın bir mantığı yok. Slam Dunk'ın manga-kası olan Takahiko İnoue abimizin
kaleminden çıkan ünlü samuray Miyamoto Mushishi'nin hikayesinin bizzat ta
kendisidir. Bir nevi resimli biyografi kitabı desek cuk oturur. -Slam Dunk Animesi için tıktık-
1-Blade of the
Immortal
Vagabond gibi yine bir
samuray mangası ile listeyi noktalıyoruz. Bana göre gerçek bir başyapıt. Gerek
çizimleri, gerek hikaye akışı, gerek içinde barındığı fesefesi olsun sonuna kadar
her şeyi ile bir numara manga. Ana karakterimiz 100 kişiyi öldürmüş ölümsüz bir
samurayken bir gün tüm günahlarının kefaretlerini ödemek için tövbe
ediyor. Kefaret olarak öldürdüğü her insan karşılığında bir hayat kurtarmaya amaç ediliyor ve daha
tövbesi ayyuka ulaşmamışken samuraylarca annesine tecavüz edilmiş, babası
vahşice katledilmiş bir kız çocuğunun intikamını almak için ana karakterimiz
Manjiyi tutmasıyla başlıyor. "Lan adam ölümsüz kimse bu adama karşı kazanamaz
böyle bir hikaye mi olur?" derseniz benim gibi tongaya düşersiniz. Zira bu seride
ölümsüz olmak kaybetmediği manasına gelmiyor. Manga-ka ölümsüzlüğü o kadar
güzel işlemiş ki, ölümsüzlük sıradan bir şeymiş gibi hiç göze batmıyor. 30 cilt
207 bölümlük ölümsüz bir eser. Tavsiyem 13 bölümlük animesine
hiç bulaşmadan ve vakit kaybetmeden mangasını okumanız.
Benden bu kadar esen kalın.
6 comments
Hiç bilmediğim şeyleri öğreniyorum sizlerin sayesinde 😊bende vurdu kırdılı aksiyonu severim 😊 şu samuray ve prieset hoşuma gitti 😊 ikinizin de emeğine sağlık sevgiler 😊
YanıtlaSilBlogların en güzel yanı bu değil mi zaten. İlgi alanımız dışında birçok şeyi öğreniyoruz :)
SilOkursan bana da yorum atmayı unutma :)
Sevgiler :)
Yaşasın yaz tatili...Bol bol anime izlemece :DDD
YanıtlaSilYaşasın !!
SilTabii ben çalıştığım için yazı o kadar yaşayamıyorum ama olsundu.
Buna da şükür :)
Benim yeğen çok meraklıydı animelere. Ben ısınamadım nedense
YanıtlaSilBelki size hitap etmeyen animeler izlemişsinizdir.
SilBana da hitap etmeyen birçok anime var mesela.
Bir gün izlemeye karar verip, sevdiğiniz türü söylerseniz yardımcı olmaya çalışırız :)
Sevgiler.
Fikirlerinizi önemsiyorum,
Lütfen benimle düşüncelerinizi paylaşın :)